Çikolatanın geçmişi bundan tam 4000 yıl
öncesine dayanıyor. Tarihi kaynaklara göre çikolata ilk kez Meksika
topraklarında içecek şeklinde kullanılıyor. M.Ö. 1900'lerde şu anki Meksika
topraklarında yaşamını sürdüren Olmekler'den önceki toplumun keşfi.
Çikolata üretimi Orta Amerika'nın
tropikal yağmur ormanlarına kakao tohumları ekilmesiyle ve daha sonra fermente
edilerek macun haline getirilmesiyle gerçekleşiyor. İlk çikolata bugünün
çikolatalarından çok farklı; sıvı halde acı bir içecek...Formülü ise şöyle:
Fermente edilmiş ve macun haline getirilmiş kakao, su, vanilya, bal, acı biber
ve diğer baharatlar... Olmek, Aztek ve Mayalar bu içeceğin enerji ve güç verdiğini,
kişiyi mutlu ettiğini düşünerek mistik bir özelliği olduğuna inanıyorlar.
Çikolatanın Amerika’dan Avrupa’ya, oradan
da dünyaya yayılması Hernan Cortes adlı İspanyol bir kaşif sayesinde oluyor.
Aslına bakılırsa ilk kez Kristof Kolomb’un kakaoyu keşfettiği ama ülkesine hiç
getiremediği, hatta hiç tadamadığı öne sürülüyor. Meksika’yı işgal eden denizci
Cortes çikolatayı da Avrupa’ya taşıyan ilk kişi oluyor. İspanyollar ilk kez bu
içeceğe şeker katarak günümüz çikolatası için önemli bir adım atıyorlar. İspanya
yüz yıl gibi uzun bir süre çikolatayı diğer ülkelerden saklıyor. Ta ki İspanya
Kralı III. Phillip'in kızı Prenses Anne ile Fransa Kralı XIII. Louis evlenene
kadar. Çikolataya tapan prenses Fransa'ya çikolatalarını götürerek tarihe yön
veriyor. Avrupa’da zamanla çikolata talebi artınca koloni ülkelerde kakao
tarlaları kuruluyor ve hızla kakao üretimi başlıyor.
Uzun süre aristokrat ve soyluların
yiyeceği olan çikolatanın üretimi, Hollandalı kimyager Coenraad Johannes van
Houten'ın icadı kakao makinesiyle bir devrime uğruyor. 1828'de icat edilen
makine kakao yağını kavrulmuş kakao tohumlarından ayırıyor ve geriye kalan
çikolata kuru bir toza dönüşebiliyor. Bu toz; sıvı ve başka malzemeler ile
karıştırılabiliyor, katılaştırılıp yenilebilen, kolay hazmedilen çikolata
haline geliyor.
Çikolata
üretiminin fiyatı bu şekilde düşüyor ve bu, çikolatayı sıradan insanların da
ulaşabileceği bir yiyecek haline getiriyor
|
|
İlk kez 1847’de, J.S. Fry & Sons adlı
bir İngiliz şirketi yenilebilir katı çikolatayı üreterek çikolata tarihinde
önemli bir gelişmeyi gerçekleştiriyor. Rodolphe Lindt ise 1879’da kakao yağını
homojen bir şekilde kakao tozuyla karıştıran bir makine üreterek kadife dokulu
ve daha lezzetli bir çikolata üretiyor.
1800’lerde ise Cadbury, Mars & Hershey
gibi bugün de hâlâ var olan çikolata devleri sahne alıyor.
“Çikolatanın on dokuzuncu yüz yılın başında İstanbul’da satılmakta olduğuna dair ilk ipucunu bir ekonomi sayfasına borçluyuz. 1857 senesinde, Journal de Constantinople gazetesi, yüz yılın ilk otuz yılında bazı ihtiyaç kalemlerinin fiyatlarının karşılaştırıldığı bir liste yayımlamıştı.
Bu listede 1804 yılında çikolata da vardır. Okkası (aşağı yukarı bir kilo iki yüz elli gram diyelim) 5 kuruş olan çikolata, bu haliyle aynı sene okkası yüz para olan gravyer peynirinden iki kat, 32 paraya satılan tavuktan yaklaşık altı kat daha pahalıydı.”
“Osmanlı piyasası çikolatayı bir içecek olarak değil katı haliyle, özellikle sütlü İsviçre çikolatalarının gelişiyle benimsemişti. Son yıllarda bir düşüş gözlense de sütlü çikolata Türkiye’de hâlâ beyaz ya da bitter çikolatadan daha fazla tüketiliyor. Bugün bitter’in yükselişi köklü alışkanlığımızın değişmeye başladığının işaretidir.”
ÇUKULATA
Çikolatanın Yerli Tarihi kitabından…
Yazar Saadet Özen